Müslümanların Depresyonu

Müslümanların Depresyonu

İnanç unsurları ile içinde yaşadığı toplumsal hayat uyumlu değil; napsın şimdi?

İki seçeneği vardı; ya toplumsal hayatını inançlarına göre düzenleyip düzeltecekti yada inançlarını yaşadığı hayata uyarlayacaktı.

İki şıkta bir şekilde bir sünnete, yaşam tarzına, sosyo-siyasi örgütlenmeye, hukuki kurallara uymayı gerekli kılıyordu lakin çağdaş dünya düzeninin sünneti, günlük hayattaki ferdi tercihler dahil her şeye hükümrandı.

Depresyon bu ikili şartlarda sardı bünyeyi çünkü ne yârdan vazgeçilebiliyordu ne serden..

Tıp diyor ki; insan kaza, iflas, ölüm gibi şok bir durumla karşılaştığında durumu kabullenemez, şaşkınlaşır, intihara meyilli hale gelir. Bu sırada beyin vücuda bir salgı salar uyuşturur, duyarsız yaparmış.

Bu hali insan kendisi bilemez ama verdiği her kararda, yaptığı her işte hata edermiş doğru zannederek.

İşte bu durumu çevresi fark etmeli, tedbir almalıymış. Çevre; akil değilse nolacak?

Olacak olanla ölüme engel olunamazmış; kadere rıza Allahtan razı olmakmış.

Müslüman toplumda ileri gelen salihler yok olmuşsa, alem alimsiz kalmışsa depresyondan çıkış yok; uyuşma hali sürecek, doğru diye yanlışlar hüküm ferma olmaya devam edecek.

Yani; içinde yaşanılan laik kapitalist materyalist toplumsal hayat doğal/gerçek kabul edilecek, bu gerçeklikten hareketle dini anlayış fesadın hükümran olduğu yaşayışa uyarlanacak. Ta ki içimizden çevre/salihler çıkana kadar.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir