Şark Kurnazlığı

Şark Kurnazlığı

1: Erbakan,
Bu ülkede ‘hakem’ ve ‘hizmetçi’ karakteri nedeniyle piyasaya müdahale etmeyen ama düzenleyici de olan Batı tipi ‘seküler liberal devleti’ savunan, kısa süreli iktidarında da savunduğunu uygulayan siyasi lider olarak tarihe geçti.

Erdoğan,
Devlet anlayışında esasta aynı ama detayda ton farklarıyla ayrışan CHP’nin, MHP’nin, HDP’nin ve ilerici diktatoral solcuların varlık sebebi olan Şark tipi ‘kutsal devlet’ anlayışı ve uygulayış hattında yer aldı.

Bu devlet türünde milletin/yurttaşın/ulusun bekası devletin bekasından sonra gelir; devlet, milletini hem adam eder, hem sever, hem korur. Temel ilkesi ‘devlet esas gerisi teferruattır.’..

Corona virüsünün sebep olduğu olağanüstü ekonomik şartlarda Batılı devlet cumhuruna/demosuna/yurttaşına/bireyine doğrudan mali ve maddi yardım verirken, doğulu devlet kendisine pek dokunmayan kampanya başlatıyor.

2: Politik anlayışının ve hayatının çoğunu Erbakan’la başlatıp sürdüren Erdoğan’dan umulurdu ki, ‘zaten milletin ödeyeceği’ maaşların bağışlanmasında öncülük ettiği kampanya yerine,

Siyasi partilerin haksız yere hazineden aldıkları ‘yüzlerce milyon liranın’ hesaplarda kalan kısmının iadesi, bundan sonrasının iptali,

Holdinglere yaptığı vergi indirimleri gibi işi zora giren esnafın ve küçük çiftçinin vergilerinin silinmesi, belli miktardaki kredilerinin karşılanması, işsizlere bi kaç ay ücret ödenmesi,

Yüz binlerce üyesinden kanun zoruyla topladıkları aidatlar ve hazineden aldıkları destekleriyle her biri birer ‘krallık’ olan ‘işveren işçi ve memur’ örgütlerinde biriken milyarlarca dolarlık ‘yağmanın’ üyelerine dağıtılması,

Hava limanı, otoyol, köprü, tünel, hastane gibi hazine garantili yatırımlara ödenecek dolar sözleşmeli paraların bu yıl ödenmemesi,

Sarayında ve kamuda lüzumsuz ne kadar harcama, sırf partili oldukları ve itaatini sürdürdükleri için çeşitli yerlerde yüksek ücretlerle istihdam edilen gereksiz ne kadar eleman varsa, hemen gereğinin yapılması,

Şu sıra eli/işi boşa çıkan ne kadar memur ve din görevlisi varsa tümünün sağlıkçıların emrine verilmesi..

Hususlarında KHK çıkartması, kampanya başlatmasıydı. Şu sıkıntılı günlerde bunları yapsaydı, başka şeye ihtiyaç kalmayabilirdi.

Erdoğan’ın buna gücü yeter, eli ererdi. Onun da inancına göre Allah bu fırsatı ve imkanı başkan olarak kendisine vermişti. Şimdi bununla imtihan oluyordu..

3: Siyasi literatürde devlet, kamu hizmetlerini görmesi için teşkilatlanmış siyasi bir organdır.

Devlet, kendi başına bi kategori olmadığı için halkın dışında ve üstünde olamaz. Varlık sebebi ‘adalet, savunma, emniyet, zayıfın korunması, gelir dağılımında adillik’ gibi kamu hizmetleridir.

Devletin işi siyasettir, siyasette budur. Bu işleri görmek için göreve gelen ve getirilenler bu işler için vazife üstlenirler. Dolayısıyla rütbelerine güvenip kibirlenemez, gururlanamaz, buyurganlık yapamazlar.

Literatür bunu söyler ama uygulamada görülür ki Şark tipi olanı, hep bildiğini okur. Devletlü olmak ayrıcalıklı olmak manasına gelir. Muhalifini sıgaya çeker. Taraftarını kendine benzetir, benzemeyene diz çöktürür..

Erdoğan’a hatırlatmalı ki İslami tarihte ‘zulüm’ yahut ‘zorbalık’ devletin haksız yere bir kuruş vergi alması, hazineden haksız yere bir kuruşun yakınlara dağıtılmasıyla irtibatlıdır.

Bu hususta Ebu Zer ile Muaviye arasında geçen tartışma tam da buna misaldir.

4: Sormak lazım devlete, devletlü sınıfa;
Kimin parasını kime veriyorsunuz?

Sakın unutmayın, siz kimseye bi şey lutfetmiyecek, nöbet sırası sizde olduğu için sadece yapmanız gerekeni yapıyor olacaksınız.

Ey devletlü, gün bizim diyebilir, teamüllere sığınıp yasalara güvenebilirsiniz ama unutmayın; siz de öleceksiniz. Sizden öncekiler neredeler? Onlardan kime benzediğinizi düşünüyor musunuz?

Ey Devletlü, onlardan ne kadar kaldı bilmiyorum ama bir zaman bu Müslüman millet yöneticisine ‘mağrurlanma sultanım senden büyük Allah var’ derdi.

Bizimkisi o misal olsun!

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir