Faşistler Olmasa Faşizm Olur Mu

Faşistler Olmasa Faşizm Olur Mu

Soruya dikkat edilirse, olmaz. Çünkü kendisi sentetik bir kavram ve ideolojidir, dolayısıyla ideologları olmadan ideolojisi olmaz. Kaldı ki tarihsel zaman ve sosyal şartların ürünü olarak var oluşunu, varlığını sağlayan nedenlere borçludur.

Nedenler değişirse sonuç da değişir kaidesine göre değişim denen şey ilerledikçe faşistler de değişir, faşizmin muhtevası da; diğer modern ideologlar ve ideolojilerde olduğu gibi.

“Bilimsel gerçeklik” denen ‘büyüye’ bakıldığında da neden sonuç ilişkisini yahut değişimle değişen gerçeklik algısını görebiliriz. Bilimsel icat/buluş/keşif/hipotez/yasa vs dediğimiz şey mahiyeti itibarıyla izafidir; son bilimsel keşif yapıldığında bi önceki  gerçeklik eskimiş, geride kalmıştır. Süreç böyle devam eder.

Misal mi?
Zamanlık/anlık gerçeklik var diyen Quantum fiziği yahut Eınstein izafiliği varken, sabitesi ve değişmezi olan Newton fiziği ve buna dayalı yasaları, düşünüş biçimi gerçeklik olarak kalabilir mi?

Evrende, varlık aleminde değişim esastır/belirleyicidir diyenler, aynı zamanda sabit/değişmez değer yok demiş olurlar. O halde değişen şartlar ve durumla değişen bilimsel gerçeklik karşısında, değişmeyenler ‘dogmatik kadavra’ olur. Bu duruma/anokranizme düşmemek için zamanın/değişimin ruhuna ayak uydurmak zorunlu olur..
 
Bilimsel/sosyolojik/analitik düşünüş biçimiyle kendini bilimsel gerçeklik olarak izah eden sosyalizm, anlık, durumluk, bağlamla sınırlı bilimsel gerçeklik anlayışı ve toplumsallığı karşısında, yeniden var olması için kapitalizmin kendi içinden kriz üreterek yok olmasını beklemesi kaçınılmaz olacaktır. Çünkü onun tarih şablonu bunu söylüyor.

Nitekim bu teori sosyalistleri diri tutuyor.

İyi de, kapitalizm/liberalizm/muhafazakarlık yeni gerçeklikte kendini yeniden üretir ve başka bir toplum/hayat kurarsa ne olacak? Malumdur ki bunlarda da ‘omurga/sabite’ denen şey yoktur.

Dijital çağ, dijital toplum vahşi kapitalizme, ulusu devlet/toplum yapısı ve şartlarına geri dönmüyor, rota başka bi toplumsal gerçekliğe ve dünyaya/hayata işaret ediyorsa, sosyalistler yeni durumda anokranizme düşecek, başka baharı bekleyecekler!

Sosyalizm, klasik ve modern kapitalist aşamanın vahşi uygulamalarına ve ona siyasi destek veren faşizme karşı mücadele verdiği süreçte, insanlığın vicdanıydı; yoksullar emekçiler ve dışlanmışlar çok şey borçlu sosyalistlere.

Faşizmin kültürel milliyetçiliğe dönüştüğü neo-liberal ve neo-muhafazakar yenilikte, ekonomik koşullar değişmiş, toplumu düzenleyen unsur salt ekonomik olmaktan çıkmış, üretimin mantığı ve süreci değişmişse, sosyalist ideolojiye anokranizm düşecek ne yazık ki..

Dinlere ne oldu, nerede durdular, ne önerdiler? Değişim, dindarlığı mahiyet olarak etkilediğinde, içeriksiz şekilcilikle idare eden, statükoya ayak uyduran dindarlığı üretmişti.

Çoğu muhafazakarlık/gelenekselcilik ideolojisi içinde faşizmin ve kapitalizmin yanında, kısmı asgarisi sosyalizmin yanında durdu.

İki halde de kaybetti çünkü kendisi kalamadı. Kendine has bir toplum/hayat/dünya uğrunda var olamadı. Değişen koşulları düzenlemek yerine sosyalizm gibi koşullara teslim oldu.

Bu sebeple tarihselcileşti, sentetikleşti, anokronikleşti. Değişim denenden hareketle sabitlerini eleştirel okuyup yeniden yorumlayınca zamanın ruhuna/vahyine sığındı.

‘Bilimsel disiplin/hakikat’ ile dini sabiteleri yeniden yorumlamaya başladığında bu yol onu ‘kadavraya’ dönüştürecek istikamete sokmuştu zaten.

Din, yaratılışla birlikte var olan, doğanın ve insanlık aleminin dışından gelen ve bunlar arasındaki münasebetleri düzenlemek isteyen bir bilgi biçimiyse,

Din, dünya için/dünya hayatı için gönderilmiş bir ideolojik proğram referansı veriyorsa,

Ahirette din olmayacaksa,

Başlıktaki soruyu değiştirip ‘dindar olmasa din olur mu’ desek ne olurdu? Fıkhetmeye, fikretmeye değmez mi?

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir