Müslüman Züppelik

Müslüman Züppelik

Züppe; Türkçe lisanda taklit ve gösteriş budalası olarak tanıtılıyor. Züppelik, toplumsal alanda statü gösterisi, ekonomik alanda üst sınıf mensubiyeti, psikolojik tarafta eziklik belirtisine işaret ediyor.

Tarife göre Müslüman ve züppe sıfatlarının ikisi bir arada, birlikte olmaz, biri varsa diğeri olmaz çünkü zıt şeyleri çağrıştırırlar…

Postmodern kültür büyük çapta anlam ve mahiyetten yoksunu bıraktığı insanı teşhir ve gösteriş düşkünü yaparak haz peşinde koşturan insan modeline dönüştürmeyi becerdi. Postyapısal dönüşüme maruz kalan Müslüman insan modelinin de kalbinde, zihinde ve bilgisinde meydana gelen enfusi değişim, doğal olarak onun afakta cereyan eden tutum ve münasebetlerini de züppelikle buluşturdu.

Mümin Müslim yahut iman amel bağlantısı koptuğunda ortaya çıkan ‘modern, medeni, kentli, seküler, demokrat, feminist, millici, sosyalist, anti-kapitalist…’ ön ekli Müslüman modeli de bu sebeple yaygınlaştı…

Kelimenin tarihsel kökeni içerik değişiminin şekli nasıl değiştirdiğini, iman amel bağını nasıl koparttığını izah etmektedir:

Ortaçağ Avrupa’sında mülkiyetin ve toprağa bağlı kölelerin sahibi imtiyazlı sınıftan aristokrasiyi alt eden (kent emlakçisi, banker, tüccar, sanayici) burjuva sınıfı, yeni yetmeliğini, zıpçıktılığını, ahlaksızlığını, görgüsüzlüğünü ve kültürsüzlüğünü züppelik yaparak kapatır. Aristokratın konutunu, giysisini, yeme içmesini, müzik ve sanatını, içki kumar ve eğlence alışkanlığını, kiliseye desteğini velhasıl, sömürü temelli yaşam biçimini başkalaştırarak taklit eder, statü ve zenginlik gösterisinde bulunur.

Züppelik, endüstri toplumunda kentlilik, bireysellik ve görece artan refahla birlikte iki şekilde görücüye çıktı; zengin sınıfta zenginlik statüsünün göstergesi olarak, yoksul sınıfta statü arayışı olarak…

Postmodern dönüşüm içerik ve anlama müdahale ettiğinde gösteri ve teşhir kültürü kendine meşruiyet sağlar. İlk belirti mahremiyet alanının şeffaflaşmasıyla ortaya çıkacaktır.

Postmodern toplumda her sınıftan insan (elbette ırktan, dilden, dinden, cinsiyetten de) artan üretim patlamasıyla birlikte tüketim toplumu/insanı seviyesine yükseltildi. Reklam ve moda sektörünün marifeti, model insana benzeme tutkusu, finans sektörünün desteği, iletişim ve ulaşım imkanlarının artmasıyla beraber pazar için üretilen her mamül müşteri yapılan insanı cezbetti.

‘Kişiye özel’ mamüller bireye ‘tüketerek haz iktidarı’ sağlarken ‘kendinin farkındalığı’ aşılandı. ‘Azdırılan’ nefisler boyunca günaha sokuldu. Nihayet gösteri ve teşhir züppeliği kültürleşti, vücudu ve ahlakı dahil neyi var neyi yoksa kamusal alanda buluşan ‘herkes’ züppeleşti…

Postmodern dönüşüm ve küresel yeniden yapılanma sürecinde gösteri ve teşhir kültürü, anlama ve içeriğe müdahale edip görüntüye başkalaştırıcı nitelik kazandırmıştı; şekil özü belirleyecekti. Postmodern zihin ve ondan neşet eden toplumsal ve siyasal yapılanma, liberalizme ve sosyalizme, faşizme ve muhafazakarlığa da içerden müdahale edip onları şeklen taklitçiliğe/görüntüye/teşhirciliğe dönüştürmüştü. Her halde bize has Kemalizme ve İslamcılığa ayrıcalık yapacak değildi.

Ülkede sayıları alabildiğine artan görkemli ama cemaatsiz kalan camiler; birer sektöre dönüşüp şirketleşen tarikatlar, yardım etkinlikleri, dernekler ve vakıflar; ‘Allah kulunun üstünde nimetlerini görmek ister’ anlayışıyla meşrulaştırılan tüketim nesnelerinden ‘konut, binit, giysi, vücut, eğlence’ teşhirleri; ‘harama hile katmayan’ kazanç, servet, statü, nüfuz, iktidar’ durumları züppelik gösterisinden gayri bi kelimeyle ifade edilemez.

Özden koptuğu için hale yansımayan dolayısıyla dillerde dolaşarak tatmin sağlayan ‘vicdan, ahlak, adalet ve takva söylemleri’, sınıf atalama araçlarına dönüşmekten, alt sınıfın üst sınıfa özenti züppeliğinden gayri bi şey ifade etseydi şayet,

Üst sınıf görgüsüzlüğünü, kültürsüzlüğünü, banallığını, üç kağıtçılığını örten züppeliğini bu kadar açıktan yapabilir, alttakiler onlara özenerek statü arayışına girebilir miydi? Yarış bu kulvarda sürdürülebilir miydi?

Üst sınıf dediğinin altı üstü nedir ki; bi avuç azınlık züppe. Bu böyle de çoğunluk dediğin ne ki; üste özenen züppeler yığını. Kim kime neyi göstermeye çabalıyor dersiniz!

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir