Tarihsizlik Belası

Tarihsizlik Belası

Sarılalı beri başımıza, Müslüman ümmet olarak ne gün görebiliyor ne izzet bulabiliyoruz.

Kafirin aklını akıl, felsefesini ‘vahiy’, ahlaksız bilimsel bilgisini hakikat, katil teknolojisini güç bileli beri başımıza gelmeyen kalmadı.

Tarih çok şey anllattı bize, ibret almak, hataları telafi etmek için..

Biz Mekkede kafirlere:
“Cahilsiniz,
Akılsız/sefihsiniz,
Putperestsiniz,
İlahlarınız hiç bir şeydir,
Atalarınızda bir şey bilmiyordu..” dedik ve

“İman edin kurtulun. Yani işlerinizi yegane ilah ve rab olan Allaha göre düzeltin, izzet ve şeref bulun” dedik. Dediler ki:

“Seni tasdik edersek” ey Muhammed, “bizim düzenimiz bozulur, birliğimiz parçalanır, ticaretimize kârımıza servetimize halel gelir; yoksullaşır zayıflarız, parçalanırız, düşmanlar bizi bu haldeyken yener çöle sürer, mahvoluruz..” dediler.

Uyarmaya devam ettik:

“Sahibi olmakla övündüğünüz, sizi tehditlerden koryacağınızı sandığınız servetiniz, sayısal çokluğunuz, yarımadada sözü geçen liderliğiniz, gücünüz ve kibriniz sizi kurtarmayacak. Bunlara güvenmeyin.” Dinlemediler..

Onların keyfini beklemedik, kafirleri ‘kurtarma’ misyonu üstlenip çakılı kalmadık. Kurtulan kendisi için kurtulacaktı. Kendileri bilirdi..

Müminler cemaati oluşturduk; şeriata uyduk, bağımsız strateji kurduk. Kin ve öfkeden sıyrılıp ahlakı, adaleti, merhameti kuşandık. Affedici olduk, kendi yolumuzda gittik.

Her türlü kine, şiddete, kötülüğe, zulme, katle uğradık; iyilik dışında karşılık vermedik, sabrettik. Allah böyle istemişti. Allah’a itaat ettik, sabrettik. O bize hicret yurdu verdi, hicret ettik, ordaki kardeşlerimizle birlik olup işimize baktık..

Medine’de yeniden organize olduk, siyasi güç bulduk. Allah’ın ismini yücelttik, İslamı hükümran ettik. Yarımadada Müslümanların sözünü geçerli kıldık. Küfrü şirki zulmü bastırdık, fesadı yayanları hükümsüz kıldık.

Kafiri, müşriki, münafıkı, Yahudisi, Hıristiyanı gerek tek başına gerekse hep birlikte saldırdılar; ittifaklar kurup içerden ve dışardan fitne fesat yaydılar. Saldırılar yapıp savaşlar çıkarttılar.

Hepsini defettik. Çünkü Allaha güvenmiş, sözünü tutmuş, vazifemizi yapmış, dayanmıştık. O bize kafiydi.

Peygamberimiz vefat etti. Onun sünnetini takip eden raşit halifeler dönemi yaşadık. Nesillerimiz değişti.

20 senede üç kıtaya yayıldık, insanlara hakikati duyurduk, siyasi hükümran olduk..

Arada neler görmedik, neler yaşamadık ki biz? Zalim halifeler. Sultanlar emirler şahlar imamlar. İç çatışmalar. Dışardan saldıran düşmanlar.

Kısa sürede oncaaz başarı baş döndürdü. Dünya kadar kültürün inancın örfün hazmı zordu. Başa gelenler doğaldı. Nesiller değişmişti. Her nesil sınanıyordu..

Bi şeyi hiç yapmadık: kafirle dostluk. Kendi içimizde çatıştık, zalim yöneticiye baş kaldırdık; sopa yedik, ezildi. İktidar kavgasında içimizde vuruştuk ama asla

Kafirle birlik olup ümmete dışardan saldırmadık. Onlarla iş birliği yapıp dini terk etmedik. Hiç olmadı bu: Ne Moğol saldırılarında, ne haçlı seferlerinde, ne de kafire karşı yapılan cihatlarda..

Biz iman ettik; Allah gücü, serveti, zaferi milletler arasında devran ettirir. O sebeple zaferle kibirlenmez mağlubiyetle hayıflanmayız. İyi günde azmaz, kötü günde isyan etmeyiz..

Tarih değişti sonra, dinimizden şüpheye düştük. Tarihimize sırt döndük, kafirin sözüne kulak verdik. O sebeple bu çağda başımıza gelen yoksulluk, zayıflık, mağlubiyet ‘kaderimiz’ oldu. Normaldir. Hak etmişizdir, başa gelmiştir.

İnandırdılar bizi geri kalmışlığa, bilimsel cehalete, teknolojik eksikliğe, güçte zayıflığa. Yedik bu içi boş propagandaları. Oysa değildi, gerçek bu değildi. Çünkü bu, bu gün böyledir. Dün böyle değildi. Yarında böyle olmayacak..

Tarihimiz talihimizdir; bizim bilmediğimiz, tecrübe etmediğimiz bi şey yok. Biz Adem’den beri varız, diğerleri türedidir;. Aslolan biziz, sapan diğerleridir..

Bizim bilmediğimiz ‘kafirle dostluk’ meselesiydi; bu çağda başımıza musallat oldu. Allah uyardı ama tecrübe etmediğimiz için kavrayamadık. Fatiha suresi sürekli hatırlattı idrak edemedik.

Bu günkü bela, küfürde ‘iyilik görüp İslamda eksiklik’ bulmaktır. Bu sebeple kafiri taklit etmek, yolundan gitmek, onda bi şey var sanmaktır bela..

Geçecek, bu da geçecek. Bu belayı da defedeceğiz. İçimizdeki sefihler söz sahibi olma ümidini kesince. Münafıkların itibar bulması imkansızlaşınca..

Bu gün, doğru eğrinin ne olduğunu test etmek için Batılıya, Batıcıya kulak vermeyip tarihimize döneceğiz; nerde hatalıyız, tarihimizden öğreneceğiz.

İslam aklına dönmeye ihtiyacımız var. Bizi modern hurafenin üfürüğünden muhafaza edecek olan akla. Eksiğimizi bulup telafisine bakacak İslam aklı.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir