Kadına Şiddet Yalanı

Kadına Şiddet Yalanı

Önce okuyun sonra kızın!

1: Modern çağda, endüstrileşmiş/tüccarlarmış her toplumda görülen, ‘kadına şiddet’ olarak markalanıp piyasaya sürülen mesele, son zamanlarda Türkiyede algı operasyonlarıyla sürekli dillendirilen mesele oldu. Modern olan her şeyde olduğu gibi bu meselede de görünen/gösterilenle gerçeklik aynı değildir; gerçeği görmek/bulmak isteyenler modern paradigmanın dışına çıkmak zorundalar; kolay olmasada..

2: Şiddet, kategorik bir tutumdur, kültürel, genel bir tepkidir; sosyolojik ekonomik psikolojik birçok nedeni vardır. Modern devlet, kent, kurum, grup, bunlara dair statü politikalarının görünür görünmez şiddeti ve insanın bunlarla ilişkisi derken bireyin, özgür ve sivil bireyin de ekonomik ve politik iktidar karşısında acze veya zora düşünce kendini ifade etme biçimi olarak yansıyor.

Meseleyi bağlamından ve sebeplerinden bağımsız düşünürsek kadına özel bir şiddetten bahsedilemez; olsa olsa kategorik şiddetin bi alt maddesi olarak kadına yansıyan kısmından bahsedilebilir..

3. 3.Milenyuma girerken Amerika’nın/Nato’nun uluslararası toplum, hukuk, istikrar ve dünya barışını korumak adına lanse ettiği ‘kapitalist dünya düzenine’ karşı çıkanları, küre çapında ‘terörist’ tanımıyla niteleyerek ‘düşman’ kategorisine sokmasını, düşmanlarına askeri-siyasi-mali operasyonlarını ‘meşrulaştırma’ vahşetini/şiddetini bi kenara yazın..

Buna, bu vesileyle Amerika’nın liderlik ettiği kapitalist dünya düzenine entegre olmuş uydu devletlerin kendi iktidar alanındaki sosyo-politik ve ekonomik muhaliflerini ‘terörist’ olarak niteleyip devlet eliyle uygulamaya soktukları vahşeti/şiddeti de, ekleyin..

Küresel bir dünyadan bahsettiğimizde Türkiyenin bu dünya düzeninden bağımsız olmadığını, toplum katmanlarında yukardan aşağıya doğru her kesime ve herkese yansıyan göreceli şiddete eğilimin ve uygulamanın doğal bi şey olduğu söylenmelidir.

Uluslararası siyaset, hukuk, düzen derken küre çapında ve yerelde ekonomik planda gelir dağılımındaki çarpıklığı, işsizliği, sefaleti, kirlenmiş suları, salgın hastalıkları, yaşanamaz meskenleri, özele hasredilmiş kaynakları vs hesaba katmak gerekir. Elbette bunların kurumsal şiddetten bağımsız olduğu düşünülemez.

4: Şu ilaveyi yapalım:
Modern insan, sürekli çaba göstermek zorunda kaldığı kent ve mega kentlerdeki yaşamda soyut bi sistem; makina gibi çalışan bir toplumsal mekanizma; devasa yapı kurum ve merkezlerle kuşatılmıştır.

Ekonomik ve politik iktidar karşısında müşteri ve yurttaş da olamayan büyük çoğunluk çaresizlik, acizlik ve yalnızlıkla da baş başadır.

Bu türlü bir yaşamda birey ‘anomali’ hali yaşar yani değerlerini yitirir, değersiz kalır, boşluğa düşer.

5: Konuya dönersek:
Şiddet genel bi kavram/tavırdır; yansımasını/eylemlerini kendi içinde taşıyan birikmiş bir tepkidir. Çeşitli türleriyle kültürel bir tutuma dönüşür. Kurumsal grupsal olarak görünmeyen şiddetler bireyde, görünür/fizik hale gelir.

En genel haliyle yansıması ‘üsttekine/güçlüye tapınmanın/acizliğin doğurduğu kompleksle alttakine/zayıfa köle muamelesi yapma yahut alt kibir gösterisi olarak belirginleşir.

Şu halde şiddet; küresel ve yerel güç ve devletler katında başlayıp ekonomik ve sosyal şartlar gereği aşağıya doğru sarkan, hiyerarşik bir biçimde üsttekinin alttakine görünür görünmez biçimde şiddet uygulayarak kendini ve kurumunu ifade etmesi, iktidarını göstermesi, tatmin olmasıdır..

6: Nihayet:
Şiddet kendi başına bir kategori; sebepleri sosyo-politik ve iktisadi bir sistem ve modern kent yaşamı kaynaklı ise,

Dışa vurumu kurumsal grupsal ve bireysel olarak güçlüye tapınma güçsüze saldırma acizliği olarak yansıyorsa,

Modern bireyin şiddete meyli yüksek, şiddetle ortaya çıkan tavrı ve tepkisi her yere yansıyorken kadına da doğal olarak yansıyorsa,

Türkiye’de, şiddet işini bağlamından, esasından, kaynağından kopartıp sadece ‘kadına şiddet’ olarak yansıyan tarafını markalayıp propaganda edenler,

Neyi gizlemiş, neye saldırmış oluyorlar? Gösterilen ne gerçek nedir? Töre, gelenek, kültür, inanç vs derken İslamı ima edenler gerçeğe değil gösterilene inanmamızı bekliyorlar..

7: İnanıyor muyuz? Evet. Algı operasyonu başarıyla yürüyor. Çünkü bunu sağlayanlar tecrübeliler. En basitinden,

İslam’da kadın şöyledir, Kur’an’da kadın böyledir diye savunmaya geçenler var ya, külliyen bu propagandaya alet oluyorlar..

8: Suçlu arayanlar, suçu İslama yıkıp iftira atmayacaklar; İslam sizin modern sosyal siyasal hayatınızda neyinize hükmediyor ki kadınınıza erkeğinize, kadın-erkek ilişkinize de hükmediyor olsun.

Numara çekenlere diyoruz ki, şikayetiniz varsa gidin kapitaliste; liberale-sosyaliste-faşiste-muhafazakara; sıkıyorsa!

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir