Hasbi Rekabet Düşmanlıktan İyidir

Hasbi Rekabet Düşmanlıktan İyidir

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Türkiye’de, ekonomik etkinliğin %60’dan fazlasını, nüfusun yarısından çoğunu teşkil eden mega kentlerde millet ittifakı, belediye yönetimlerini kazandı.

Bunlar, gelecek başkanlık ve meclis üyeliği seçimi için elleri mahkûm iyi yönetim sergileyecekler; kendilerini gösterecekler. Türkiye bu benzer hali 94’te büyük şehirleri kazanan Refah Partili belediyelerde yaşadı.

28 Şubatta 97’de bu belediyeciliğe direnen Kemalist diktatörlük oligarşisi ilerisini görmüş, kendisini tehlikede hissetmiş olmalıydı; buna rağmen milli görüş kökenli partinin 2002’de iktidara gelmesini engelleyemedi; ilerleyen yıllarda Müslümanların yaşam tarzına müdahalesinin faturasını ağır ödedi.

İbret almayanlar için tarih tekerrür eder derler; bu gün iktidarda olanlar, millet ittifakının belediyecilerini engellememeli, çalışmalarına ve hizmetlerine fırsat verilmeli çünkü;

Burada meydana gelecek rekabet, ülke menfaati lehine bir rekabet olacaktır, bırakın ülke kazansın.

İktidardaki Ak parti ‘adalet’ unsurunu, kurucu parti CHP ‘halk’ unsurunu devreye sokarsa, yoksul halk bu rekabetten kazançlı çıkar, gün görür. Bu süreçte dünyada da boy göstermeye başlayan ulusalcı ve milliyetçi akımların ülkeye verebileceği hasarlar engellenebilir.

Ulusalcı sol Kemalizm, milliyetçi sağ dindarlık 20. yüzyılın son çeyreğine kadar etkili olan ideolojilerdi. Küresel dünya düzeni şartlarında yararları görülmediği için etkisizleştiler. İçinden geçmekte olduğumuz global siyasi kriz ve ülkenin geçtiği başkanlık sistemi nedeniyle, bunların cazibesi artacak olsa da bu ruhlar, CHP’de ve AKP’de vücut bulmazsa ülke kazanır, halk istifade eder.

Muhalefetin belediyecilik yaparak parlama imkanı bulacağı kentlerde yerel yönetimin doğrudan halkla teması nedeniyle, iktidar blokunun ileri sürdüğü beka meselesi ve yaşam tarzı tehlikesi, gerçekliğe tekabül etmeyen gerekçelerdir.

Bu ülkede hiç bir kesim yaşam tarzını tehdit altında hissetmesin; burası aşiret toplumu, muz cumhuriyeti değildir; Osmanlı bakiyesi bir toplumsallıktan ve imparatorluk kültürüne sahip bir derinlikten geliyoruz. Bu toplum ne Kemalistlerin söylediği gibi cumhuriyetle tarih sahnesine çıktı, ne de milliyetçilerin söylediği gibi Türkçülükle var oldu.

Buna rağmen yaşam tarzını ve ülke bekasını kendilerinin iktidarda olmasına, devlet imkan ve gücünü kullanma koşuluna bağlayanlar için söylemeli ki, kendinize yazık etmeyin. Kendinizi gözden geçme fırsatı bulun çünkü ruh sağlığınız için bu gerekli. Muhalefete geçmekten korkmayın, şayet hesap vermekten korktuğunuz bir şey yoksa!

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir