Memed’im

Memed’im

1: Seçimler dolayısıyla ertelenen ekonomik ve mali tedbirler geldi çattı; iktidarın sıklıkla dillendirdiği beka meselesi hani! Yine bir fedakarlık ve yeni bir kahramanlık zamanıdır; cengimiz ekonomik cenktir bilesen!

200 yıldır ihtiyaç duyuldukça sürdürülen reformlardan ekonomi temelli olan yeni bir reform paketi daha; sermayeye, yerli yabancı para sahibine yeni teşvikler verilecek; üzerlerindeki yükler azaltılacak; ekstre yeni muafiyetler tanınacak.

Sana düşense artırılacak vergiler, sıralanacak zamlar. Ayrıca devletin hazine aracılığıyla borçlandığı paralara ödeyeceği faizler ve doviz kur hareketlerinden hazineye gelecek zararlar.

Türkçesi Memed’im; küresel kapitalist dünya sistemi, serbest pazar ekonomisi gereği senden alınıp zengine transfer etmeye devam.. Ee bu işte emeği geçenleri takdire devam!

2: Söylem ve Gerçek

Çağımızda hükümran olan liberal demokratik, seküler kapitalist toplumsal hayat biçiminde “söylem ile gerçek”; “görüntüyle hakikat” farklıdır;

Bakmayın siz bu kuralın felsefik konu olduğu, bilgi meselesi yapıldığı nezaketine, kuralın bizi ilgilendiren insani ve toplumsal tarafı var; “yalan”ın istisna olmayıp kuraldır.

Bu işi çok önceden fark eden Marks, şayet söylemle gerçek, görüntüyle hakikat aynı olsaydı, bilime gerek kalmazdı diyecektir.

Gerçekle yalanı ayırt edip yalanı ortaya çıkartması beklenenler yahut bu misyonu üstlenenler kimlerdir o halde? Modern duruma göre dersek, bilim insanı; din adamı; politikacı; aydın; medya; sanatçı; edebiyatçı; reklamcı…

İyi de bunlar mevcut küresel kapitalist sistemin birer parçası, modern bilgi biçiminin ürünleri ve sonuçlarıysa ne olacak! Yalanı gerçek sanacağız!

Yandın Memed’im, bu duruma göre başının çaresine bakmalısın!.. Fakat korkma, kendine gel ve bi düşün; başıboş, aciz ve çaresiz yaratılmadığını idrak edeceksin.

3: Yalanı Kim Söylemez

Modern çağ dediğimiz, elan içinde yaşadığımız, münasebetler kurduğumuz, sevinip üzüldüğümüz sosyal siyasi, iktisadi ve kültürel hayat, reel gerçeklik, yani şimdiki toplumsal yaşam modelinde;

Modern anlatı ve ilkeler gereği birey “özgürdür, rasyoneldir”; her türden kurduğu münasebetlerini rasyonel olarak kurar yani, menfaat temelinde tavır alır; bu doğaldır, olması gerekendir çünkü varoluş öyküsü budur.

Okullarda öğretilen, okuma nesnesi yapılan, kulaklara gerçeklik diye fısıldanan Greklerin etik anlatısı ve bol bol tavsiye edilen dinlerin ahlak ve adalet ilkesi var ya; işin ‘söylem’ kısmıdır, ‘görünen’ yanıdır Memed’im, birey ve toplum gerçeği değil.

Memed’im burayı iyi bi anla hele! Ulen böyle insan, böyle hayat ve toplum olur mu, düzen istikrar sağlanır mı, gücü gücü yetene mi? Diyenler az sabır!

Ne kaldı geriye; “yasa ve devlet.” Hah işte tam da bu; bu ikisi de modern bilgi biçimi, bu bilginin hakikati ve bu hakikat temelli sosyal siyasi ve kültürel hayat, reel gerçeklik; bireyi özgürleştirip rasyonelleştiren, modern toplumu kuran hakikatin gerçekliği. Ve elbette sermayenin hükümranlığı.. Nolcak şimdi?

4: Memed’im, adı güzelim

Seni, sana karşıt pozisyon alan ve bunu açıktan dillendiren saftirik bilim insanı, ruhban, politikacı, sanatçı, aydın, medya, edebiyatçı, reklamcı.. denenler aldatamazlar.

Kim aldatır? Onları bilirsin, bu kadarısını zaten bilirsin. Bilmelisin! Hani ‘ormanı kesen baltanın sapı ağaçtır’ derler ya, o misal.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir