Nietzsche’nin Türkiyeli Romantikleri Ya Da Yeni Zelanda

1: Yeni Zelanda’da gerçekleşen katliamı ve sonuçlarını anlamaksa mesele;

Meselenin özü, modern çağın dogmatik kabulü “aydınlanmış bilgi-modern sosyal hayat” yahut “bilimsel hakikat-reel sosyal gerçeklik” bağlantısı ve bağlamında düşünmekle irtibatlıdır..

Kendi ülkende “bilimi-devleti-siyaseti-iktisadı ve sosyal hayatı” İslamdan bağımsız bilgiyle düzenle, bunu doğal kabul et dolayısıyla bu bağlamda olup bitenleri görme, tepki verme, yani bu türlü sosyal hayatı reel gerçeklik yap, sonra da;

Ecnebi bir ülkede Müslümanlar aleyhine yapılan herhangi bir olumsuzluğu veya şiddeti “dini hamasetle” değerlendirip galeyana gel ve tepki ver..

Bu halin nesnel/bilimsel izahı nasıl yapılabilir?

Bu iki zıt veya farklı tepkiyi neden ve sonuçlarıyla birlikte anlamak istersek hangi bilgiye müracaat etmeliyiz?

Vaka, nesnel gerçeklik modern çağda olduğuna göre izahını da modern bilgiye dayanarak vermeli.

2: Hakikatin/bilginin kaynağı neydi? Fransız rasyonalizmi; İngiliz empirizmi; Alman romantizmi/iç güdüsü/irrasyonalizmi..

Yeni Zelanda’daki olayın izahını Rasyonel akılla da, deneysel tecrübeye dayanarakta yapmak mümkündür. Fakat bize göre irrasyonel izah ülkede olan bitene daha makul düşüyor.

Niçe’ye göre romantizm/irrasyonel/iç güdüye dayalı bilgi iki türlüydü; sınırları zorlayan haliyle şehvet duyguları ve karşıtı dengeyi ve uyumu sağlayan duygular. Dolayısıyla insan iki karşıt duygunun/karşıtlığın birliğiydi.

Burada tezat olmadığına, bu bilgiyle insanda uyum ve denge oluştuğuna göre, Türkiye’deki tepkileri böyle anlamak daha makuldür..

3: Ecnebi bir ülkede olan bitenin izahını İslami bilgiye dayanarak yapmaya kalkışmak, doğrusu istismardan öte bir sonuç getirmeyeceğinden bu bahsi atlayalım. Nasılsa İslami bilgi bu sosyal reel hayatın/gerçekliğin dışında bırakılmış, metafizik alana has kılınmış bir bilgi hükmünde..

Şu halde ülkenin İslamcısı, ilahiyatçısı, diyanetçisi, muhalefeti iktidarı dahil kaffeyi ehli, modern romantik bilginin dindarıdır!