Her Soru Sorulmaz, Her Sorunun Cevabı Yoktur

Her Soru Sorulmaz, Her Sorunun Cevabı Yoktur

Hz. Musa, Allah’ın katından kendisine özel ilim verilen salih bir kul ile yaptığı yolculukta beşeri, aklı temsil ediyordu; Allah bu kıssayı insanlara niye nakletti?

Modern akıl malum; her şeyin tek rehberidir. Hakikati sadece o bulur, o bilir. Doğruyu ve eğriyi, güzeli ve çirkini o tayin eder. Onun kabul etmediği veya akli bulmadığı bir şey gerçeklik olamaz.

Bu akıl, öküzün trene bakması misali gibi gözünün içine sokulan evreni, doğayı kabul eder. Doğadaki düzeni, işleyişi, varlıkları, hayatı ve düzeni, gerçeklik kabul eder; bunlara bakarak, gözlem yaparak hakikatin bilgisini keşfe çalışır. Deney ve gözlem yapar, test eder, gerçekliği tespit eder. Fakat;

Doğaüstü deneni; yaratılışı, varlık alemini, hayatı vereni, düzenleyeni, ecel belirleyip öldüreni, ibret alınsın diye yaratılışı tekrar edeni.. inkar eder. Ya da Eıstein kaçığı misali tanrıyı sebeb sonuç ilişkisine mahkum ve mecbur eder..

Akıl, siz buna bilim de diyebilirsiniz; kendince doğaüstü dediğini nesnelleştirip dokunamaz, elleyemez, laboratuvara sokup deneye tabi tutamaz, tanımlayamaz. Gördüğü ve bildiği bir şeye benzetemez. Bu sebeple de onu mülkiyetine dahil edip üzerinde tasarruf edemez.

Şimdi bu akıl nakli, vahyi, risaleti; anasız ve babasız yaratılan Adem’i, Havva’yı; İblisi, Melekleri; cenneti, cehennemi; gaybı, mucizeyi; İbrahim’i yakmayan ateşi, Musa’nın denizi yarışını, Meryem’in hamileliğini, İsa’nın babasız yaratılışını, Muhammedin israsını vs nasıl kabul etsin?..

Allah bilmez mi yarattığı kulunu; ibret alsın, aklını selim kılsın, hevasına kapılmasın, ilahlık taslamasın, haddini bilsin, teslim olsun diye sürekli uyardığı gibi, Hz Musa ile salih kulun hikayesini naklederekte uyardı..

Beşeri, aklı temsil eden Musa kabul edemedi salih kulun yaptıklarını, anlamak istedi anlayamadı da. Ta ki makul sebepler kendine izah edilene kadar. Fakat yolculuk orada bitecekti. Çünkü dahası fazlaydı beşer için.

Kıssada geçen üç enteresan olayın sebepleri beşere izah edilince anlaşılan o ki, varlık alemini yaratan ve düzenleyen Allah, insanın bilmediklerini de biliyor çünkü o, mutlak olarak her şeyi bilendir..

Ey beşer, ey akıl; görüp gözlediklerinden, olup bitenlerden, işitip duyduklarından hayret ettiklerin var, izahını yapamıyorsun. Deriz ki her soruyu sorma, cevabını bulamazsın çünkü seni aşar. Bilemeyeceğin işlerin peşine düşme. Haddini bil. Teslim ol..

Kıssadan hisse: Nakle teslim olmayan akıl akıl değildir boşver gitsin. Hele tanrılaşarak nakli biçimlendirmeye kalkışan akla ve rehberliğine hiç güvenme; onun seni götüreceği yer ateştir ateş.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir