Pazara Sermaye Gerek

Pazara Sermaye Gerek

Neymiş, dünya nüfusunun yarısı vergi mükellefi değilmiş; hani 26 kişi var ya 3.5 milyar insanın toplam serveti kadar servete sahip olanlar, hah işte onlardan biri bunu diyen.

Kadınları kast ediyor sermayedar hazretleri; geleneksel toplumsal hayatın parçalanmamış aile geleneğindeki kadını nasıl ayartıyor: Evlerde hapis, üreyip çocuk yetiştiren, okutulmadığı için cahil, ekonomik özgürlüğünü kazanamadığı için özgürleşip bireyseleleşememiş, hiç bir hakka ve tercihe sahip olamadığı için kocası oğlu babası gibi erkeklerin kölesi zavallı kadınlar!

Böyle buyurdu sermaye, söylem de etkili ha! Yazılı görsel sanal medyada, okullarda, görsel kültürle donatılan sokak cadde meydanlarda evrenselmiş tezgahlarıyla sürekli tekrarlanarak; cımbızla çekilen bir kaç kötü uygulamayı abartıp töre aleyhine propaganda yaparak aileyi çözecek, kadını pazarda emekçi ve müşteri yapacak..

Post-modern çağda toplumsal yapıda çözülmeyen pek bir şey kalmadı; atomize edildi her şey. Cemaat, millet, ümmet çözülüp ulusa, topluma dönüştürüleli çok oldu. Elde kalan son kale aile idi, onu da çözüyor.

Nihai amaç insan bireyleşsin, özgürleşsin, tek başına kalsın ki çaresiz sermayeye mahkum olsun. Sığınacağı, korunacağı tek kapı kalmasın.

Bunun yolu yalan söylemekten, gerçeği saptırmaktan geçiyor; kadını ayartacaksın, piyasaya çekeceksin. Ki üretim artsın, verimlilik yükselsin, kalkınma, refah, mutluluk gelsin! Daha ne ister gönül!..

Hangi sermaye bu? Kendi ülke erkeklerini bedevaya çalıştıran; insanlığın ortak kaynaklarını yağmalayan; sefaleti yaygınlaştıran; diğer ülke erkeklerini öldürtüp ülkesini talan etmek, kadınını kızını cariye yapmak, sağlam kalanlarını organ mafyasına teslim etmek için asker ettiklerini savaşa yollayan sermaye.

Akledilemiyor ve sorulamıyor yahu arkadaş, sen sahip olduğun o sermayeyi nasıl biriktirdin öyle? Doğal mıdır, normal midir? İnsani midir, ahlaki midir? Ne karşılığıdır? De senin sözüne uyalım!..

Sermaye deyince aklınıza yalnızca para gelmesin sakın; reel ekonomide üretim sürecinde kullanılan hammadde, makina, emek, teknoloji, bilgi, girişim sermayesi, marka, pazar payı, kâr vs topluca sermayedir.

Ve ayrıca; klasik toplumların hiç tanımadığı halde sadece sanayileşmiş ve kentlere yığılmış modern toplumlara has başka tür sermayeler de var;

İnsanların sırf para kazanma güdüsüyle, paraya çevirecekleri, para karşılığı alıp satacakları ve müşterisini aramak için pazara getirdikleri inanç, din, ahlak, aile, değer, namus, duygu, sanat, spor, müzik, maharet vs dünyada her ne varsa, elden her ne geliyorsa bunlarda sermayedir. Marks’ın deyimiyle bunlarda ederini bulmak için pazara getirilir..

Meta uygarlığı bu. Her şeyin alım satıma konu edildiği maddi uygarlık yani. Meşhur teknolojinin yarattığı uygarlık bu..

Fazla söze hacet yok; sermayenin medyasına, görsel propaganda araçlarına, vitrinlerine, ayartıcı söylemlerine ve hele hele reklamcısına aldanıp 8 martta sokağa çıkan kadınlara ne diyelim; size geçmiş olsun!

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir