Türk Burjuvası

Türk Burjuvası

1: Kamu ihaleleriyle zenginleştiği, sadece kendi çıkarını ve kazancını ön planda tuttuğu, rant peşinde koşan bir rantiyeci olabildiği için, mevcuttan bağımsız ve özerk düşünmeyi, uzun vadeli hesap yapmayı, mesleğini ve geleceğini dolayısıyla ve doğal olarak, halkının ve ülkesinin çıkarlarını düşünemeyen, böyle düşünmeyi de öğrenememiş zenginler, olsa olsa iktidar zenginleri olurlar, dönemsel olarak parlayıp sönerler ama, asla, burjuva olamazlar.

Burjuvanın bir etiği vardır; töresi diyelim de anlaşılır olsun. Yıllara sari denenmiş, aldatması hilesi olmayan, kendi çıkarını düşündüğü kadar doğal olarak başkalarının çıkarına da hizmet etmiş, kaliteye ve kalıcılığa yönelmiş vs kurallardan oluşan töre. Burjuva yada kent soylusu tüccar ve üretici bu benzeri kurallara uymaya mecbur çünkü büyümek, tutunmak uzun vadeli yaşamak için başka türlüsü olmaz. Aldatmayla, tek taraflı kazanmayla uzun yol gidilmez, büyünmez. Bu yolla burjuva olunmaz..

Burjuva moderndir; özgürdür, kendi çalışır, üreterek, ticaret yaparak kazanır. İcatçıdır, yenilikçidir, dünyaya açıktır. Özgüveni yüksektir. Piyasada rekabete hazırlıklıdır. Risk alır, şartların esiri olmaz, şartları zorlar, değiştirir.

Burjuva, sadece dış pazarlarda devletinin desteğini arar. Bu doğaldır. O sebeple sırf iç piyasayı sömürerek, ihale koşturarak semizlenmez. Böyle yaparsa değişen iktidarlarla yok olur gider..

2: TFF başkanı, futbol maçları üzerine oynanan İDDAA adlı kumar oyunu ihalesini kazanıyor fakat federasyon başkanlığından ayrılmayı düşünemiyor. Hem futbol oynatan kurumun başında kalmayı, hem de futbol maçları üzerinden kumar oynatan kurumun sahibi olmayı doğru, yasal bulabiliyor.

Fakat, hayır, ikisi bir arada olamaz diyemiyor. Burjuva gibi düşünemiyor..

TFF bünyesinde onca futbol kulübü var. Kulüplerin anlı şanlı başkanları, yöneticileri var. Devasa bütçeleri, yıldız futbolcuları, görkemli stadyumları var. Büyük paraları yönetiyor, takım taraftarı büyük kitleler üzerinde tesirliler. Şöhretleri ve devlet nezdinde itibarları da pek yerinde. Kentlerde ihale dedin mi bunlardan soruluyor!

O kadar başarılılar ki, kulüplerini iflas ettirdikleri için daha yakında devlet onları kurtardı, biliyorsunuz. Ne oluyor diyen yok, hesap soran yok..

İçlerinden bir tek Fenerbahçe kulübü başkanı Ali Koç itiraz etti. Ali Bey’den başka burjuva yok mu bu memlekette; anlı şanlı futbol kulübü yöneticileri arasında!

Ali Bey’i hatırlarsınız, bir kaç yıl önce kapitalizmi ciddi ciddi eleştirmişti. Kapitalizmi, kapitalistlerden koruyacak kadar ileri görüşlü bir burjuva o. Ne diyelim, darısı diğerlerinin başına!.

3: Önce Hazine ve Maliye Bakanı, ardından devlet başkanı “gıda terörü” diye yeni bir kavram ürettiler. Yaş sebze ve meyve başta temel gıda maddelerinde haksız fiyat oluşturdukları ve gıda enflasyonunu yükseltip halkı zora soktukları gerekçesiyle “üretici-nakliyeci-aracı-satıcı esnaf ve zincir market grupları” ima yollu “terörist” olarak itham edildi. Halka şikayet edildi.

İktidardakilerin haklılığı ya da haksızlık bir yana;

İtham edilenlerin tümü bir şekilde, Türkiye çapında örgütlü “TUSİAD, TOBB, KESK, Esnaf Sanatkarlar Birliği, Ziraat Odaları birliği, pazarcılar odaları birliği” adıyla en tepe örgütlerden; her şehirde ve büyük beldelerde yaygın olarak örgütlü “esnaf, ticaret ve sanayi odalarından” birinin veya bir kaçının kayıtlı üyeleridir. Üye oldukları kurumların bağlı oldukları mesleki ve ticari federasyonların da doğal olarak üyesidir.

Üyeler, mesleklerini ve ticaretlerini yürütmek için bu örgütlere ve üst kuruluşlara “mecburi” aidat öderler. Mesleki ve ticari sorunlarını bunların çözmesini beklerler. Dayanışmayı artırırlar..

Soru şu: Bu şöhretli federasyonlar, alt odalar ve kuruluşlar, niye varlar? Vazifeleri, üyelerini korumak ve kollamak değil midir? Böyleyse, üyelerine yönelik o suçlama karşısında neden bir açıklama yapamıyorlar? Savunmuyorlar?

Üyelerinin aidatlarıyla semizlenen, sırtlarından lüks hayat yaşayan, toplum, bürokrasi ve hükümetler nezdinde statü elde eden başkanlar, başkanların anlı şanlı yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri.. Niye çıkıp odalarının ve kuruluşlarının üyelerini savunamıyorlar? Varsa aralarında “terörist” üyeleri, niye açığa çıkartamıyorlar?

Bunların, meslekleri, uğraşı alanları gereği burjuva olmaları beklenir. Aralarında burjuva nitelikli kimse yok mu? Hepsi ihaleci mi bunların? Elbette değil, iyi de bu hal ne o zaman?

4: Yukarda özetlenen iki örnek olay üzerinden düşündüğümüzde bu ülkede olanı biteni, ülkeyi ilgilendirdiği halde, sormayalım mı, nedir bu hal? Bunları takip edenler için iyi örneklik mi bu hal? Bu durumun makul bir izahı var mıdır? Üyelerinin yüzlerine nasıl bakacak o yöneticiler, yönetim kurulu üyeleri? Kendilerini rahat veya vicdanlarını olsun huzurlu hissedebiliyorlar mı?.

Şu halde burjuva töresi, geleneği olmayan, kendine, mesleğine saygısı bulunmayan ama devlete muhtaçlığı, zenginliğin şartı sayanlardan bu ülke ne kazanacak? Bu yapının uluslararası sahada millete ne yararı dokunacak?

Şimdi bunlar kalkıpta politikacıları, partileri, şartları mı suçlayacaklar! Hadi canım sende, bu şartların ürünü olan sen, devamından faydalandığın şartlardan mı şikayet edeceksin! Bu şartları mı değiştireceksin?. Haklı değilsin. Haksızsın. Ayıptır! Günlük kazançtan ve getiriden başka bir şey düşünmüyorsun! Senin için her şey para olmuş!

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir