“İslamcıların” Modern Türkiye Serüveni

“İslamcıların” Modern Türkiye Serüveni

Hayat dediğimiz sosyal, siyasal, iktisadi, mesleki, hukuki, eğitim, sanat vs ortak yaşam alanlarını ve orada kurulacak beşeri münasebetleri yani, kamusal alanı kuran değerleri ve burada cereyan eden gelişmeleri tümüyle modernizme, modern değerlere terk,

Teolojiye dönüştürülmüş dini telakki ile dini vicdana, eve, duaya, mabete ve soyut ahlaka has kılarak özelleştirip bireyselleştir, devlet laik olur birey değil diyerek bu paradigmayı meşrulaştır, sekülerliği ve demokrasiyi Kur’an’ileştir..

Kamusal alanda sadece sakal cübbe ve baş örtüsüyle görün. Postmodern kültür, muhtevasına müdahale ettiği bu dindarlık şekillerini de imandan ve takvadan kopartıp moda şekle soksun, ticarileştirsin..

Başından beri ‘önce ahlak ve maneviyat’ diyerek yola çıkanların zihinsel soy kütüğünde esaslı bir sorun vardı, şeriatsız bir din icadına girişmişler, Batılı tecrübeyi esas alıp tercüme ve taklit etmişlerdi.

Kemalizme karşı konumlandırdıkları siyasi yolculuklarında hedefleri ‘onlar’ yerine kendileri iktidar olmaktı. Onu elde edince amaçlarına nail oldular.

Bu arada kapitalist reel ve mali serbest pazar ekonomisini, sekülerliği, evrensel insan hak ve özgürlüklerini, demokrasiyi, laik hukuku, cinsiyetsiz özne bireyi yeniden ürettiler, modernizme postmodern can suyu verdiler. Yolculukları boyunca ter edilenlerden sonra ellerinde geriye ne kaldı? Kalacaktı?

Ne demeli; kendilerine ve adil olmak yahut bardağın dolu tarafını görmek gerek diyerekten postmodern kültürle hep birlikte değişen neoliberal destekçi islamcılarına, hayırlı uğurlu olsun!

Kapitalistleşip ulusallaşan birey halleri ve toplumsal vaziyet sayelerinde ‘iyi’ halde, bu gidişle gelecekten umutluyuz!

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir