Ezan

Ezan

Ortaçağ Avrupa’sından ilk çağ Asyasından hortlamış birinin sesi geldi,
Ezan (kavminin diliyle) Türkçe okutulmalıymış!

Adem’den bu yana bir ses, bir söz, bir çağrıdır ezan; evrenseldir, zamanlar ve kavimler üstüdür. Şahadetleri İslamın temelidir, kainatta duyan her varlık kulak verir zikreder.
Muhammed’in yerine Ademi, Nuhu, İbrahimi, Süleymanı, Eyyubu, Musayı, İsayı (bahsedilmeyen diğerler nebi ve resuller dahil) vs koyarak düşünün. Tümü, yegane ilahlığın ve rabliğin Allah’a ait olduğuna, sözü dinlenilecek olanın sadece Allah olduğuna, felahın sadece böyle mümkün olduğuna şahitlik ettiler…
Ezan, sözleriyle tarihin her zaman diliminde ve kainatın her yerinde çınladı, kıyamete kadar da çınlamaya devam edecektir. Nankörleri ebter olur gider esameleri dahi okunmaz tarihin çöp sepetinde, işitip itaat edenleri ebedileşir anılır kıyamete kadar.
Atalarını ve kendini bir şey zanneden, ilelebet yaşayacağını sanan zavallı ebterler bilmesede, istemese de…
Ne nankör şu Ademin oğulları ve kızlarından azanlar; nasıl yaratıldıklarına dönüp bakmazlar da bir de hüküm buyururlar hadlerini bilmeden, ebedileşeceğini sanarak.
Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir