kefen parası

kefen parası

1: Bu Milletin tecrübeye dayalı, dini temelli ahlakını ve izzetini koruyacak, kendine has çok hoş gelenekleri var.
Bunlardan biri, zor ve kara günler için bir kenarda tuttuğu, ‘kefen parası’ olarakta adlandırdığı üç beş sarı lirası yahut üç beş yüz doviz parasıdır.

Devlete, memura, tefeciye, bankacıya, ağaya muhtaç olmamanın yolunu böyle bulmuş, zalime el açmamış, asla parasal oyunlardan kazanmayı düşünmemiştir.
Devlet buraya el atmasın. Sermaye transferine malzeme yapmasın. Mali piyasaya taze akçe sunmasın. Unutmasın ki devlet, başı ciddi derde düştüğünde istiklalini bu kefen parasıyla muhafaza edecektir. Bu gün o gün değil.
Bu gün, halkın vergileriyle hazine garantili teşvik ve kredi kullanan, yap işlet devret usulü, üstelik müşteri garantili ve doviz kontratlı olduğu söylenen köprü, tünel, hava limanı, şehir hastanesi gibi yatırımları yapan iş adamlarının günü. Sıra onlarda. Derde derman olacak doviz de onlarda. Yurt dışına transfer yapacaklarda bu gibilerdir.
2: Ömrü hayatını devletin, sermayenin, gariban cemaat üyesinin sırtından beslenerek geçiren, bağımsız ilim üretmek, helalinden kazandığı için hakikatten yana olmak nedir tanımamış;
iktisattan, siyasetten, hukuktan, mesleki ve sanatsal hayattan, serbest yahut devletçi piyasadan dolayısıyla toplumsal hayattan ve gerçeklerden bihaber;
Teolog, ilahiyatçı, metafizik filozoflara kulak vermeyin! Bu ‘din uzmanları’ sizi ruhaniyata, maneviyata, fantastik ayet ve hadis yorumlarıyla uzaya ışınlar haberiniz olmaz!
Hatırlayın ki Kur’an ruhbanlığı haram etti. Hatırlayın ki Hasan El Basri ve Ebu Hanife gibi kulak verilecek ilmiyle amil alimlerimiz var. Bu gibilerin başlarına neler geldiğini, niye geldiğini kıyaslayarak söylediklerimizi değerlendirecek akıl sahiplerinedir bunlar.
Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir