Türkiye'ye Bitmek Bilmez Saldırı!

Türkiye'ye Bitmek Bilmez Saldırı!

1. Son zamanlarda sıkça tekrarlanır olsa da evveliyattan beridir benzer şeyler hep söylendi, iktidarlar tarafından özellikle söylendi: Devletin bekası tehlikede, Batılı emperyalistler her fırsatta saldırıya hazırlar, bizi ham edip yutacaklar! Bu söylem bana hep iktidarını uzatmak isteyenlerin kurnazca icat ettikleri sloganlar olarak gelmiştir. Kendi bekasını devletin bekası yaparak bir illizyon yaratmak ve ahaliyi ikna edip kendileri olmazsa memleketin parçalanacağı paranoyasına herkesi inandırıp iktidarını sürdürmenin en etkili yolu bu çünkü. 

2. Bu gün kafir dünya sistemini ve Kapitalist serbest pazar ekonomisini bilmiyorsanız, mali hükümranlığı ele geçirmiş ‘paranın’ Tanrı olduğu bir mekanizmada yaşadığınızı da anlamıyorsunuz demektir ki bunun adı, deryada yaşadığı halde deryayı bilmeyen balık misali olmaktır. 

Memlekette yine bir seçim zamanı geldi, rekabet hızla yayılıyor, senin parti benim parti kavgası bu defa ciddiye bindi sanki!  Parti pırtı ayırımı yapmadan kestirmeden sorsak, tüm partiler kapitalist serbest pazarcı olduklarını, demokrasiye inandıkların ve geliştireceklerini, hukukun stünlüğüne ve insan haklarına önem vereceklerini söyleyecekler. Bu konuda ayrılık gayrılık yok.

Şu halde devletin bekasından, milletin selametinden dem vuran kurnazlar nasıl oluyor da hem serbest pazar ekonomisinin kurallarına bağlıyız, hem uluslararası barış ve istikrara saygılıyız diyor, hem de bize operasyon yapılıyor diyor! Ne yaman çelişki bu böyle. 

 

3. İktisadın, siyasetin, hukukun, sosyal örgütlenme biçiminin dinle bağını kopartmışsanız, bu işlerin din dışı işler olduğunu kabul edip şekillenmiş ve sivilleşmişseniz, oyunun kuralları gereği size daha çok operasyon çekerler, daha çok saldırırlar ‘sanırsınız!’ İşi bilmiyorsanız sizi yanıştırlar. Fena halde şaşkınlığa düşürürler. Oysa sizi yönetenler dünya finans merkezleriyle öylesine sıkı fıkıdır, dinledikleri tavsiye (emirler) onların tavsiyesidir, ne zaman başları derde girse ilk çaldıkları kapılar onların kapısıdır. 

Yapısal reform nedir, mali ve maddi ekonomik düzenlemeler ve teşvikler kimlere sağlanıyor, vergi kolaylıkları, hukuki garantiler vs kimlere veriliyor, teknoloji, üretim, kalkınma, istihdam, refah vs öne sürülerek ne yapıldığını bilmiyorsanız, neden sürekli finans şirketlerine muhtaç olduğunuzu, neden periyodik sürelerde krizlere girdiğinizi hiç bilemezseniz.  

4. Sermaye, milliyeti-dini-ahlakı olmayan bir şeydir ve bu meret tabiatı gereği teşvik gördüğü yere gider, sürekli kar ister, hukuki garanti arar, küçük bir sorun hissettiğinde kaçar gider, nereye, aynı şartları bulduğu başka ülkelere, dünyada ülke çok nasılsa, çünkü tabiatı budur. Ve girdiği her yerde insanların kendine yeter ekonomilerini iflas ettirip bağımlı hale getirir.

Günümüz dünyasında tek hükümran olan mali sermayenin şartlarına teslim olanlar, belli bir süre para sıkıntısı çekmezler, bu arada rahatlığın keyfi sürülür, halin hep böyle olacağı sanılır ama çok sürmez borcun vadesi dolar, faizlerin günü gelir, şoka gren yöneticiler ödeme güçlüğü çeker, beceriksizliğini, tedbirsizliğini, aç gözlülüğünü gizleyecek mazeretler bulur. İşte faiz lobisi, kur lobisi, medya patronları, finans şirketleri, mali not veren şirketler, emperyalizm vs, sırasına ve yerine göre hangisi uygun düşüyorsa ona yüklenirsiniz. 

Yöneticiler yahut partiler bu konuda hep aynıdır. Yoktur aslında birbirlerinden farkları ama birileri “Türk’ün Türkten başka dostu yokturcu, birileri küfür tek milletçi, birileri emperyalizm karşıtı Atatürkçü”dür.

Bunları anlamak için şuna dikkat ediniz: Hepsi kapitalist serbest pazar ekonomisi taraftarı, hepsi ihracata öncelikli ekonomiyi üstün tutar, hepsi özelleştirmecidir.. ama ne hikmetse bu sistem içinde kalarak “biz ötekisinden daha iyi yönetiriz” demeyi marifet sayarlar.

 

Özetle bu partilerin yahut sırasıyla yönetime gelip gidenlerin hepsi mali ve maddi aşamaya geçmiş uluslararası sermayenin yahut yeni biçimiyle emperyalizmin siyaset tarzını, hukuki düzenini, ekonomi modelini, toplumsal örgütlenme yapısını savunuyor. Sonra diyorlar ki biz emperyalizme, Batıya, kafire, bizden olmayana karşıyız.

Piyasada, pazarda, ahalide bu fikirlerin müşterisi olduğu sürece devam yani! Ahali neye tav olur, başka bir sistem hep öcü olarak gösterilir o da inanır da ondan! Suçun hepsi ahalinin mi, tabii ki hayır, başka bir sistem yahut düzen diyenler sahici değiller ahali ne yapsın.

Bu Yazıyı Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir